top of page

Between Afghanistan And Küçüksu 2019

The lives of the Afghani people were turned upside down in 1978 with the start of the Saur Revolution. The terrorized environment became even messier combined with the aftermath of Soviet and American invasions. These events set in motion a migration wave which has lasted for the past 35 years.  It is getting harder to stay alive on Afghan soil with each passing day. The rights and privileges of the Afghan people have been taken away to the point of being viewed as ‘unwanted peoples’ in their own land.

 

Those responsible for the current reality in Afghanistan not only made the environment one of ongoing terror, but left the Afghani people without hope, took away their possibility of assigning their own destiny, and made it nearly impossible for them to pass or flee to other countries. This has forced people to leave under the most dangerous and difficult circumstances, to the point of using human smuggles, in order to flee their homeland.

 

This lead a great deal of people to flee to the Republic of Turkey which has opened its doors to Afghan refugees for many years. However, the Turkish government issued a law in 2013, in accordance with the law of harmonization code of the European Union, which lifted  the rights of the people to work and obtain residency which come from countries without borders. In addition to this, the Turkish Office of UNHCR (United Nations High Commissioner for Refugees) applied many discriminatory policies towards Afghan refugees by declining asylum demands and cancelling interviews. This left Afghanis with no solution in their homeland, in their chosen place of migration, as well as closing all doors to an international platform.

 

These circumstances have led to current situation in Küçüksu, a small neighborhood of İstanbul, which is now home to more than 6,000 Afghan refugees who are holding on to the hope of building a new life. There are few that benefited from an early arrival in Turkey and therefore received residency, and were able to start businesses or become employed legally. However, the majority of the refugee population, which are men ranging in age from 15-50 years, have settled into this neighborhood with the hope of finding employment within the Küçüksu job market.

 

Even with a salary ranging from only 60 to 90 Liras per day, dozens of refugees wait on standby, willing and ready to do any job available. In contrast to their eagerness, their chances of finding jobs are less likely with each passing day, because of rapid arrival of refugees each day. Because of these circumstances, many are only able to find work three or four days per month by doing landscaping, construction, or portage. All keep their needs at a minimum in order to try to save money and send it to their families in Afghanistan. There are also those that believe they have no future in Turkey and save money in order to illegally flee to Europe.

 

 

Additionally, apartment rental prices which had been 400 to 600 Liras have increased to 1000 Liras and higher due to the increase in the refugee population. This increase in rental prices has forced refugees to live shared spaces. In some cases a three room apartment could be shared between fifteen men. Crowded households increased the consumption of electricity, water, natural gas and brought the very heavy bill burden with it.

 

By living conditions getting harder, Afghan refugees who are living here are getting poorer day by day and turning Turkey into a trap for those have no money to go another country.

Afganistan Küçüksu Arası 2019

 

 

1978 Sevr Devrimi ile başlayan, sonrasında Sovyet ve Amerikan işgalinin geride bıraktığı terör ortamıyla devam eden Afganistan’ın sancılı politik tarihi ve durumu, Afgan topraklarında yaşamaya çalışan insanlar için imkansız hale gelmiştir.

 

Son otuz beş yıldır büyük bir göç dalgasının devam ettiği coğrafyada yaşamanın zorluğu gün geçtikçe artmaktadır. Bununla beraber yıllar içinde Afgan sığınmacılara tanınan haklar ve imtiyazlar geri alınmaya başlanmış ve günümüzde artık neredeyse ‘istenmeyen insan’ statüsüne getirilmişlerdir.

 

Afganistan’da süregelen terör ortamının sorumluları Afgan insanını yüzüstü bırakmış, kaderlerini tayin etme yeteneklerini ellerinden almış ve başka ülkelere geçişlerini imkansız seviyelerde kısıtlamışlardır. Bu durum insan kaçakçılarının devreye girmesine sebep olmuş ve her yıl Afgan mültecilerin çok zor şartlar ile ülkelerinden kaçış yollarına düşmelerine sebep olmuştur.

 

Uzun zamandır Afgan mültecilere kapılarını açmış olan Türkiye Cumhuriyeti 2013 tarihinden itibaren Avrupa Birliği uyum yasaları gereğince, kendisine sınırı olmayan ülkelerden gelen mültecilere ikamet ve çalışma izni verilmesi haklarını kaldıran bir yasa çıkarmıştır. Bununla birlikte BMMYK (Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği) Türkiye Ofisi, son yıllarda Afgan sığınmacılara karşı birçok ayrımcı politika uygulamış, sığınma taleplerini reddetmiş ve mülakatlarını iptal etmiştir. Bu ve benzeri durumlar, Afgan insanını uluslararası platformda da yapayalnız bırakmıştır.

 

Şimdilerde, Beykoz Küçüksu’daki Yeni Mahalle, bu şartlar altında hayata tutunmaya çalışan 6.000 civarı Afgan mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Daha önceki yıllarda gelip ikamet almış ve kendi işini kurmuş az sayıda aile dışında çoğunluğu, Küçüksu amele pazarında iş imkanı bulmak için bölgeye yerleşen, 15-50 yaş arası erkekten oluşmaktadır.

 

Sabah 6’dan itibaren Küçüksu’da beklemeye başlayan onlarca mülteci, günlük 60 ila 90 TL arası yevmiyeler ile ne iş olursa yapmaya devam ederken, sayılarının hızla artması, her geçen gün iş bulma ihtimallerini düşürmektedir. Öyle ki mültecilerin bazıları ayda sadece 3-4 gün çalışabilmektedir. Bazen bahçe ve inşaat işleri, bazen ise hamallık yaparak para kazanmaya çalışanların çoğu, buradaki ihtiyaçlarını asgari düzeyde tutarak, Afganistan’daki ailelerine para gönderirken, bir kısmı ise Türkiye’de bir geleceklerinin olmadığını düşünerek, Avrupa’ya kaçak geçiş için para biriktirmektedir.

 

Yeni Mahalle’de normalde 400 TL ila 600 TL arasında olan ev kiraları, artan mülteci nüfusu ile birlikte yükselerek 1000 TL ve üzerine çıkmış, bu artış da oldukça kötü durumdaki 2+1 bir evde ortalama 15 kişinin birlikte yaşaması gibi zaruri bir durumu doğurmuştur. Kalabalık ev ortamları; su, elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaçların tüketimini arttırmış ve oldukça ağır bir fatura yükünü de beraberinde getirmiştir.

 

Şartların giderek ağırlaşması, burada yaşayan Afgan mültecileri her geçen gün daha da fakirleştirmekte ve Türkiye’yi, başka bir ülkeye gidecek parası olmayanlar için bir kapan haline getirmektedir.

  • Instagram
  • Facebook
  • YouTube

© All right reserved 

bottom of page